kötü rüya insanı ev sahibi edermiş.

kabus koleksiyonuma nadide bir parça daha katıldı dün..

bölüm 2 sezon4

rüyamda, bir er kişi tarafından trekking vaatlariyla kandırılıp bir sahifiye yerine götürülüyorum. bildik bir yer. bir dere, dere üzerinde hafifi sararmış nilüfer yaprakları ,etrafta tanıdık yüzler ve heryerde dala çıka dala çıka dolanan kara deniz ördekleri.. hayatlarının bir yerlerinde olduğum ama beni hatırlamayan insalara dolu çevrem,kendimi tanıtmaya çalıştıkca bilmediğim bir dilde konuşuyorlar. hebele hübele derken babillere lanet ediyorum.içimdeki canavarla bok mu vardı da yaptınız o kuleyi? diyorum ..anlaşamamak ne kötü .bilmediğim bir dilde konuşmaya çalışmak

-o da nesi?
birden eğitilmiş karabatak hayvanları sırtında derede gezinti yapmaya başlıyoruz sonra .aslında zor birşey değil ama işin püf noktası gezinti esnasında karabatağın ağzını sıkıca tutmak.. zira o sivri dişlerden nasibini almamak içten bile değil..

beni oraya götüren fötr şapkalı, kravatlı kişi ben karabatak gezintisindeyken bisikletle dolanmak istediğini söylüyor.şapkası kafasında.ben bütüniyi niyetimle tamam diyorum.gerginliğimle birlikte karabatak sırtındayken, arkamdan hain planlar çeviriyormuş meğer..daveti kibarca değil haince planlar içinmiş..arkasından bakıyorum.. bisikletinin arka sepetinden parça parça ekmekler düşüyor..aslında istesem takip eder bulabilirm yolumu, hikayeyi bilioyrum ama oralı bile olmuyorum..hikaye bildik hikaye.beni istemeyen kötü kalpli fötrlü tarafından ormana bırakılıyorum..