9.8

şu dünyada sevmediğim ama değiştirme imkanım olmadığı için mecburen kabullendiğim birçok şeyden belki de önemlisi yer çekimi.zıplar zıplamaz beni yere çivileyen, şöyle süzülmeyi engelleyen,zamanla gögüslerimin sarkmasına sebep olan,sürekli bir kuvvet uygulayan bir sabit bu. daral geliyor sürekli yere yapışık dolaşmaktan, pencereden kendimi bırakıp şöyle boğazın üzerinden gezememekten.

günde 1 saat serbest bırakılsa mesela yer çekimi ne güzel olur,öğle saatleri olsa.işyerlerimizde pencerelerden atlasak. boynumuzda fotograf makinaları istanbul!u şöyle bir tepeden görsek.1 saat sonunda yerçekimi kontrol altına alındığında belediyenin toplama ekipleri teker teker toplasa ve ait olduğumuz yerlere yollasa bizi.gerçi belediye metrobüse benzeyen toplama araçlarını kullansa, 2000 metre yüksekte akbille uğraşarak,binlerce kişi hunharca katlolurduk.işim içine belediye girince fizik kuralları bile bir tuhaflaşıyor. herkes kendi imkanlarıyla yükselsin ve dönsün madem...

döndüğümde dünyaya bağlanayım,ayaklarım yere sağlam bassın.öğlenleri ayakalarım yerden kesilsin...
yerçekimi falan hikaye, aklımda sadece yüzmek var lan aslında...