kedi poposunu görmüş kakam var demiş

çok yoruldum, sıkıldım çalışmaknta, her gün acaba birşey uydurma ihtimalim var mı işe gitmemek için düşünceleri dolanıyor kafamı yastıktan kaldırmadan önce.gerçi etrafımdan kiminle konuşsam aynı dertlere sahipler. bu düşüncelerin olmadığı bir iş yapmak istiyorum. evet.
pehlivan olacağım.
çünkü hiçbir pehlivanın iş hayatından tiksindiğini, kendisini tükenmiş hissettiğini, yıllık iznin izini aylar boyunca sürdüğünü, sendromlardan sendromlara koştuğunu henüz görmedim. "pazartesiye yetişmesi gereken kündem var" deyip eğlencesinden, ziyafetinden de geri kalan olmadı. elbise ütüleyen pehlivan da yok. tek yaptıkları at gibi yeyip yağlanmak ve antreman yapmak. yeni giysi sıkıntısı da olmuyor, yirmi sene aynı kıspetle güneşin altında cascavlak dolaşsan da kimsenin bir şey dediği yok. avantajı çok bol bir meslek ama tek pürüzü var: anlamsız olması. raporlarla, iş ilerleme durumlarıyla, hakedişlerle, manasız anlaşmalara ve toplantılarla mesainin dibine vuran insanlığın yanında, öyle yağlı yağlı dolaşmak biraz tuhaf kaçıyor. bir de iş çıkışı arkadaşlarıyla bir yere gidip oturamıyorlardır heralde, gittikleri yerlerde naylon seriyorlardır altlarına. okey oynarken o mikrop kadar taşları toplayamıyorlardır. kayarlar çünkü. kimseyi de iş yaptıklarına, bunun ata sporu olduğuna inandıramıyorlarsa vay hallerine arkadaş! günde sekiz öğün yemek yiyorlar, el kızınının bir kepek ekmeğiyle geçiştirdiği öğlen yemeğinde kuzudan aşağısı kurtarmıyor. haftada bir çuval ceviz yiyorlar, tuttu mu ağaçları söküyor ama millet bilgisayar başında durmasına iş derken, bunların yaptığına barbarlık deniliyor.

neyse bu iş bana göre değil, ben daha naif birşeyler isterim. bale gibi!!!